Deprem Gerçeği ve Yapılması Gerekenler

Deprem Gerçeği ve Yapılması Gerekenler

Dünya son yıllarda eşi görülmemiş şekilde doğal afetlerle sarsılıyor. Bir yandan okyanuslardaki adalar ile okyanusa kıyısı olan Amerika ve Doğu Asya ülkeleri çok şiddetli kasırgalara maruz kalıyor; diğer yandan kış aylarında son derece çetin soğuklar yaşanırken, yaz aylarında da dayanılmaz sıcaklarla karşı karşıya kalıyoruz. Bunlarla beraber, depremlerin son yıllardaki sıklığı da giderek artıyor

Son yıllarda yurdumuzun her bir yanından alınan sismik ölçüm istasyon verilerinin artması ile bir bilgi kirliliğinin de arttığı görülüyor. Bu kirliliğinin medya aracılığıyla hızla yayılması ise halk arasında muazzam bir tedirginliğe yol açıyor. (1)

Yıllara bağlı deprem sayıları

Peki, insanları bu kadar tedirgin eden depremlerin kaynağı nedir ve nasıl oluşurlar? Önceden tahmin edilebilir mi? Depremler hep zararlı mıdır? Veya depremlerden korunmak mümkün mü?

Kısaca açıklamak gerekirse deprem, güvenle ayağını bastığın toprağın da yerinden oynayabileceğini gösteren ve tüm yapılara hasar verip yıkan ve can kayıplarına yol açan bir doğa olayıdır. Biraz daha bilimsel bahsetmek gerekirse; deprem, yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları sarsma olayının ismidir.

Deprem dalgalarının yerkürenin tabakaları içerisinde nasıl oluştuğunun ve nasıl yayıldığının, hangi ölçü aletleri ile hangi yöntemlerle ölçülüp kayıt altına alındığının incelendiği ve bu kayıtların analizinin yapıldığı jeofizik mühendisliğine ait bilim dalına ise sismoloji denir. (2)

Büyük depremlerin oluşum nedeni ve bu depremleri oluşturan dalgaların yayılması levha tektoniği kuramıyla açıklanır. Dünya yüzeyi ‘levha’ adı verilen, birbirine geçmiş dev yap-boz parçacıklarına benzeyen tabakalardan oluşmuştur ve bu parçalar hareket ederler.

Sanki magma üzerinde yüzer gibi çok yavaş hareket eden bu levhaların arasında üç tür ilişki bulunur. Bu ilişki;

  • Yaklaşma,
  • Uzaklaşma,
  • Yan Yana Kayma olarak adlandırılır.

Birbirine yaklaşan sınıra “yıkıcı” levha sınırı denirken, birbirinden uzaklaşan levha sınırlarına ise “yapıcı” levha sınırları denilmektedir. Oluşan en şiddetli depremler işte bu levhaların örtüşme bölgelerinde, bir levhanın diğer bir levhanın altına dalmasıyla oluşur.

Anlaşıldığı üzere, levhaların birbirleriyle karşılaştıkları yerler, deprem bölgeleri olarak karşımıza çıkar. Bazen birbirlerini iten bazen de diğerinin altına giren iki levha arasında, hareketlerine engel olan bir sürtünme kuvveti vardır. İşte yerküreyi sarsan depremin enerji kaynağı bu sürtünme kuvvetinden açığa çıkar.

Birbirlerini itmekte olan iki levhanın aralarındaki sürtünme kuvveti aşıldığında oluşan hareket aniden çok kısa bir zamanda gerçekleşir. Ani bir şok niteliğinde olan bu hareketlenme deprem dalgalarını oluşturarak bu dalgaların çok uzaklara kadar yayılmasına neden olurlar. Oluşan bu dalgaların şiddeti depremin odağından yayılma yönüne doğru git gide enerjisi azalarak devam eder. (3)

Depremleri oluşturan devasa enerjiye sahip bu dalgalar yüzey ve cisim dalgaları olarak ikiye ayrılırlar.

Cisim Dalgaları

Yer kabuğunun iç kısımlarındaki odak bölgesinden her yöne yayılan dalgalar, cisim dalgalarıdır. İngilizce “primery” (birincil) ve “secondary” (ikincil) dalgalar olarak adlandırıldıkları için kısaca baş harfleriyle “P” ve “S” şeklinde ifade edilen iki çeşidi vardır. P ve S dalgalarına cisim dalgaları denmesinin sebebi yer kabuğunun içerisinde meydana gelen dalgalar olmalarıdır.

Depremin odağından çevreye doğru boyuna yayılan P dalgalarının en belirgin özellikleri şunlardır:

  • Deprem ölçü aleti sismografa ilk ulaşan deprem dalgasıdır.
  • Yer kabuğun yapısına göre hızı 1,5 km/s ile 8 km/s arasında değişim gösterir.
  • Yıkım etkileri düşük olup katı, sıvı, gaz gibi her ortamda yayılabilen boyuna dalgalardır.

 

 

Deprem odağından çevreye enine olarak yayılan S dalgalarının özellikleri ise;

  • Sismograflara P dalgasından sonra ulaşan ikinci dalgalardır.
  • S dalgasının hızı P dalgasının hızına göre değişir ve ortalama hızları 1 km/s ile 6,4 km/s arasındadır.
  • Sadece katı kütlelerde enine hareket eden dalgalardır.

 

Yüzey Dalgaları

Deprem odağına en yakın yerden yani depremin merkez üssü olarak adlandırılan yerden yayılan dalgalar ise yüzey dalgaları olarak adlandırılır. Yüzey dalgaları;

  • Deprem dalgalarının içerisinde en yavaş ilerleyen dalgalardır,
  • Yerkabuğunun yüzeyi boyunca yayılırlar,
  • P ve S cisim dalgalarından sonra sismografa ulaşırlar,
  • Oluşumları esnasında yerin hareket etmesinden dolayı etkileri oldukça büyüktür,

  

 

Yüzey dalgalarını Rayleigh dalgaları ve Love dalgaları olmak üzere ikiye ayıran sismologlar depremlerde asıl yıkıcı etkiyi yapan dalgaların yüzey dalgaları olduğunu belirtmektedir.

Love dalgaları en hızlı yüzey dalgaları olarak bilinir. Hızları frekansa bağlıdır, düşük frekanslar normalde daha yüksek hızda yayılır. Love dalgalarının nüfuz derinliği de frekansa bağlıdır. Frekanslarının düşük olmasından dolayı daha fazla derinliğe nüfuz eder. Yer kabuğunu yatayda hareket ettirerek yarılmalara neden olur.

Rayleigh Dalgaları, depremler ve yeraltı patlamalarına bağlı olarak oluşan sismik dalgalar olup ilerleyişi okyanus üzerinde ilerleyen dalgaların hareketine benzemektedir. Kendisinden daha hızlı hareket eden P ve S dalgalarına göre hem daha büyük hem de daha yıkıcı dalgalar olarak bilinirler. (4)

 

Fay Nedir?

Yer kabuğundaki levha sınırlarının birbirlerine doğru hareket etmesiyle karalar, okyanuslar ve denizlerin tabanındaki kayaçların üst üste bulunan defter sayfaları gibi kıvrılması, yırtılması ya da kırılması sonucunda gerçekleşen oluşuma fay denir. Faylar, yer kabuğundaki oluşum hareketlerine göre normal fay, ters fay, doğrultu atımlı fay ve verev faylar olmak üzere incelenmektedirler. (5)

 

Fayın Türleri

Doğrultu Atımlı Faylar:

Yaklaşık olarak 90 dereceye yakın dik bir konumdan başlayarak yerin içine doğru hafif eğimle ilerleyen ve yalnızca yatay atımın oluşturduğu yanal atımlı faylardır. Atımlarına göre sağ ya da sol yönlü faylar olabilirler. (Örneğin Kuzey Anadolu Fayı, sağ; Doğu Anadolu Fayı ise sol yönlü doğrultu atımlı faylardır.)

 

 

Normal Atımlı Fay:

Fay düzlemini oluşturan iki bloktan biri yükselirken diğer taraftakinin düşerek uzaklaşmasıyla

oluştuğu gibi, bir blok yükselirken diğeri yerinde durması ya da bir taraf yerinde dururken diğer taraf düşmesiyle de oluşabilen faylardır. (1970 Gediz ve 1995 Dinar depreminde oluşan faylar bu türden normal atımlı faylara örnek gösterilebilir.)

 

Ters Atımlı Fay:

Bunda da fay düzlemini oluşturan bloklar düşey yönlü hareket eder ancak birbirinden uzaklaşmaz, yaklaşır. Bu faylara ülkemizde 1975 Lice depreminde oluşan fayları örnek gösterebiliriz.

 

 

Verev (Oblik) Atımlı Fay:

Fay düzlemi boyunca, hareketin hem düşey hem de yatay yönde olmasıyla ortaya çıkan faylardır.

 

 

Deprem Türleri Nelerdir?

Depremleri incelerken farklı parametreleri göz önünde bulundurduğumuzda depremin odağı, derinliği, oluşumuna etki eden faktörleri, büyüklükleri gibi durumları göz önüne alarak gruplayabiliyoruz.

DEPREM TÜRLERİ
Köklerine göre Derinliklerine göre Uzaklıklarına göre Büyüklüklerine göre
●   Tektonik depremler

●   Volkanik depremler

●   Çöküntü depremler

●   İnsanların neden olduğu depremler

•  Sığ depremler: 0 – 70 km arasında oluşan

•  Orta derinlikteki depremler: 70 – 300 km arasında oluşan

•  Derin odaklı depremler: 300 – 700 km arasında oluşan

 

• Yerel depremler: 100 km den daha az

• Yakın depremler: 100 km – 1.000 km arası

• Bölgesel depremler: 1.000 km – 5.000 km arası

• Uzak depremler: 5.000 km den daha çok

• Çok büyük depremler: M > 8.0

• Büyük depremler: 7.0 < M < 8.0

• Orta büyüklükte depremler: 5.0 < M < 7.0

• Küçük depremler: 3.0 < M < 5.0

• Mikro depremler: 1.0 < M < 3.0

• Ultra mikro depremler: M < 1.0

 

Depremlerin oluşum esasına göre de tektonik, volkanik, çöküntü ve insanların neden olduğu (bomba, maden patlatmaları vb.) depremler olmak üzere dörde ayrılmalarına rağmen yeryüzünde meydana gelen depremlerin neredeyse tamamına yakınını (%98’i) tektonik kaynaklı depremlerdir. (6)

Depremlerin oluşumu esnasında gözlemlenebilen ve gözlemlenemeyen birçok olay meydana gelmektedir. Yerin yapısındaki fiziksel değişimlere (jeomorfoloji) neden olan bu olayları şöyle sıralayabiliriz;

  • yer sarsıntısı ve yer kırılması,
  • sıvılaşma,
  • heyelanlar ve toprak akmaları,
  • kaya düşmeleri ve kaya çığları,
  • yeraltı suyu fışkırmaları ve çamur kraterleri,
  • tsunamiler,
  • arazi seviyesindeki değişiklikler,
  • yeni göllerin oluşması ve akarsu yataklarının değişmesi, oluşması ve/veya kuruması,
  • yeraltındaki karstik boşlukların çökmesi.

Ayrıca depremin neden olduğu bu ve buna benzer özellikteki olaylarda jeomorfolojik değişimlerin sonuçları her zaman felaketler olarak ortaya çıkmaz. Bu öngörülemeyen deprem sonrası yer kabuğundaki fiziksel değişimlerin faydalı sonuçları da bulunmaktadır. Yani başka bir deyişle depremin öngörülemeyen faydaları da vardır:(7)

  • Madenlerin çıkartılması,
  • Zengin mineralli maden sularının oluşması,
  • Şifalı sular olarak adlandırdığımız jeotermal suların oluşması
  • Dağların oluşması.

 

Yerkabuğu Hareketleri Olmasaydı Ne Olurdu?

Yerkabuğu hareketleri ile oluşan depremler, volkanik patlamalar ve tsunamilerin sonucunda yeryüzünde birçok şekilsel ve yapısal değişiklikler oluşur. Örneğin dağların oluşumu depremler ile doğrudan ilgilidir. Özellikle sıra dağlara baktığımızda hepsinin levha sınırlarında oluştuğunu görüyoruz. Bir başka deyişle dağlar depremlerle, volkanik patlamalarla oluşur. Ve biliyoruz ki eğer dağlar olmasaydı bugünkü var olan tabiat koşulları çok daha farklı olurdu.

Dağlar mevsimlerin ve bitki örtüsünün oluşumunda en önemli paya sahip öğelerin başında gelir. Rüzgarların hareketine ve buna bağlı olarak da bulut, nem, yağış, tozların ve tohumların taşınmasına direkt olarak etki eder. Varlığı ile aşırı güçlü hortum ve tayfunların oluşmasını engelleyerek yeryüzündeki bütün yüzeyin sanki zımparalanmış gibi dümdüz olmasının önündeki en büyük engel dağlardır.

Dağların yerkabuğun içinde adeta bir kazık gibi derinlere inen uzantıları mevcuttur

Dağların varlığının dolaylı olarak faydalarından da kısaca bahsetmek gerekirse; ormanların oluşması, doğal hayatta birçok canlıyı barındırması, avcılık, hayvancılık, yaylacılık, dağ ve kış sporlarının yapılması, varlığı ile ülkelere doğal savunma hattı oluşturması, akarsuların yataklarının oluşması gibi birçok faydası bulunmaktadır.

Yine tektonik hareketler sayesinde oluşan okyanus akıntıları, canlılığın çeşitliliğindeki devamlılığa önemli bir etkendir. Dünyadaki sıcaklığı etkileyen en büyük etken olan karbon elementinin büyük miktarlarda çevrimi, tektonik hareketlerle ilişkilidir.(8)

 

Depremler Nasıl Ölçülür?

Buraya kadar yer kabuğunun yapısına bağlı olarak bir depremin nasıl oluştuğundan, deprem sonrası oluşan jeomorfolojiden kısaca bahsettik. Peki bu devasa yıkımlara yol açan depremler nasıl ölçülüyor? Birimi, şiddeti, etkisi nedir, nasıl hesaplanır?

Deprem anında kaynağından açığa çıkan enerjinin ölçü birimine magnitüd (büyüklük) denir ve Ritcher Ölçeği ile ölçülür. Depremin yapılar ve insanlar üzerindeki etkilerinin ölçüsüne ise depremin şiddeti denir. Depremlerin sonrasında açıklanan 2.9, 3.5, 4.7, 5.8 gibi sayısal değerler depremin büyüklüğüdür. Şiddetin ölçüsü ise insanların deprem esnasında uykudan uyanmaları, eşyaların hareketi, merdivenlerin, balkonların, minarelerin, bacaların yıkılması, toplam hasar gibi kıstaslar değerlendirilerek yapılır. Şiddeti tanımlamak için en yaygın olarak kullanılan Değiştirilmiş Mercalli Şiddet Ölçeğidir (Modified Mercalli Intensity Scale). Bu ölçek, Romen rakamları ile belirlenen 12 düzeyden oluşur ve sayısal analizler olmayıp tamamen gözlemsel bilgilere dayanır.

Depremin büyüklüğünü ölçen Richter Ölçeği lineer değil de logaritmiktir. Yani her bir sayı arasındaki güç farkı 30 kat kadardır. Kısaca örneklendirmek gerekirse; 5 şiddetindeki bir deprem, 4 şiddetindeki bir depremden 10 kat büyük ama 30 kat güçlüdür (30 kat fazla enerji salar). Bu örneği biraz açarsak, benzer şekilde 8 şiddetindeki deprem de 7 şiddetindekinden 30 kat güçlü olduğu gibi 6 şiddetindekinden tam olarak 900 kat güçlü olduğu anlamına gelir.

Burada bahsedilen gücün boyutunun anlaşılması için şöyle bir örnek verelim: Kayıtlara geçen en büyük deprem olarak bilinen 9.5 şiddetindeki Şili Depremi’nde ortaya çıkan enerji, bildiğimiz en güçlü atom bombasının saçtığı enerjiden yaklaşık 750 kat güçlüdür. (9)

 

Depremlere Yönelik Tedbirler

Türkiye deprem haritasına baktığımızda, ne yazık ki depremin yok sayılamayacak bir gerçek olduğunu görüyoruz. Hatta deprem haritasına bakmadan bile, ülkemizin farklı noktalarında yaşanmış olan depremler, bu doğal afeti görmezden gelmek yerine gerekli önlemleri bir an önce almamız gerektiğinin altını çizer nitelikte. Bunun için depreme dayanıklı binaların inşa edilmesi, deprem çantası hazırlamak gibi önlemlerin yanı sıra deprem anında ve sonrasında da yapılması gerekenleri bilmek hayati önem taşıyor.

Birçok kurum, acil durum eylem planları kapsamında, özel olarak deprem konusunda çalışanlara yönelik eğitimler ve sunumlar düzenlemekte. Her an bir deprem beklentisi ile yaşayan ve dünyanın en büyük metropollerinden biri olan İstanbul böylesine bir doğal afet için hazırlıklı mı? Deprem anında insanlar nerede yakalanırsa yakalansınlar ne yapmaları gerektiğini gerçekten biliyorlar mı?

Amerikan Uluslararası Kurtarma Ekibinin Kurtarma Şefi ve Afet Olayları Müdürü Doug Copp; büyük cisimlerin yanında yan yatıp cenin şeklinde dizleri karna çekmenin en iyi pozisyon olduğunu söylüyor. Kendisi, yaptığı gözlemlerde kediler, köpekler ve bebekler doğal bir refleksle dizlerini ana rahmindeki gibi karınlarına doğru çekerek kıvrıldıklarını tespit etmiş.

Copp’un gözlemlediği bir diğer önemli tespit de masa, kapı, kiriş gibi cisimlerin altında duran insanların ezildiği ama büyük cisimlerin yanında duran insanların “yaşam üçgeni” adını verdiği boşluklarda hayatta kaldıklarıdır. Ezilese de yanında boşluk yaratacak kadar büyük olan eşyaların yanına kıvrılmak, hayatta kalma olasılığınızı maksimuma çıkarır. Yani kanepe gibi geniş büyük bir eşyanın yanında durmalısınız. Eğer gece yataktayken deprem olursa, basitçe yuvarlanarak yataktan düşün. Yatağın çevresinde güvenli bir boşluk oluşacaktır.

Deprem anında olası çökme durumlarında sığınmak için örnek yaşam üçgeni alanları.

Araçtayken deprem olursa araçtan çıkıp aracın yanında cenin pozisyonuyla durun ya da yere uzanın. San Francisco depreminde ezilen bütün araçların yanında yaklaşık 1 metre yükseklikte boşluklar oluşmuştu ama araçların içindeki insanlar ezilerek ölmüştü.

Binanın dış duvarlarına yakın yerlerde durun. Binanın iç kısımlarındansa dış kısımlarına yakın yerlerde olmak çok daha iyidir. Binanın dış çevresinden ne kadar içeride olursanız, çıkış yolunuzun kapanma ihtimali o kadar artacaktır.

Deprem esnasında hiçbir zaman merdivenlere yönelmeyin. Merdivenler ana binadan farklı bir ‘frekans aralığına’ sahiptir; yani ana binadan bağımsız olarak sarsılırlar. Deprem boyunca merdivenler ve binanın geri kalanı devamlı olarak birbirlerine çarparlar. Bina yıkılmasa dahi, merdivenlerden uzak durun. Merdivenler binanın hasar görmesi en muhtemel kısmıdır.

Depremde yıkılmamış olsa dahi, hasarlı merdivenler bağırarak kaçmaya çalışan insanların aşırı yüklenmesi ile çökebilir. Merdivenler binanın geri kalan kısmı zarar görmemiş olsa bile her zaman güvenlik açısından kontrolden geçirilmelidir.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na bağlı AKOM (Afet Koordinasyon Merkezi) tarafından hazırlanan “deprem anında yapılması gereken şeyler” konulu ek bilgiler (10) şöyledir:

 

Depreme 1-2 katlı ev içerisinde yakalanırsak;

Günlük hayatta kullandığımız birçok eşya (TV, buzdolabı, gardırop, raf vb.) kişilerin üzerlerine devrilip düşebilirler. En tehlikelisi de tavanın çökmesi ya da evin tamamen yıkılmasıdır.

  • Kapılara yakın devrilebilecek eşya koymayın; depremde devrilebilir ve dışarı çıkmak güçleşebilir.
  • Merdiven, asansör veya balkonlara gitmeyin. Çünkü en çok hasar oralarda olur.
  • Gazla ve elektrikle çalışan ev aletlerini (soba ve ocak gibi) mümkünse hemen kapatın. Kapatamıyorsanız bunlara yakın olanlara kapatmaya çalışmalarını söyleyin.
  • Evinizi terk ederken eşyalardan çok canınızı düşünün. Her şeyi bırakıp çıkın.
  • Tuvalet ya da banyoda iseniz kendinizi raflardan düşebilecek eşyalardan ya da aynadan Başınızı yumuşak bir şeyle korumaya çalışın. Genellikle tuvalet ve banyo küçük hacimli olduğu için daha dayanıklı olabilir ve orada kalınması daha doğru olur.
  • Bulunduğunuz mahalleden uzaklaşmak, şehir dışına çıkmak için arabanızı kullanmayınız. Çünkü böyle düşünen çok sayıda insan olduğu için trafik sıkışıklığı olursa kurtarma ve yangın söndürme araçları gereken yerlere ulaşamazlar.
  • Televizyon ve radyo üzerinden deprem ile ilgili bilgileri sürekli izleyin. Söylentilere itibar etmeyin. Onları kesin bilgi olarak görmeyin. Deprem sırasında radyo; telefon ve televizyona göre daha kullanışlıdır.
  • Telefon sadece acil durumlarda kullanılmalıdır.
  • Fişleri prizden çekin, ocakları söndürün, eğer olanak varsa ana musluğu kapatın ve ana sigortayı gevşetin.
  • Bebek ve yaşlıların güvenliklerini sağlamaya çalışın.

 

Depreme apartmanlarda yakalanırsak;

Çok katlı apartmanlarda üst katlar alt katlara göre daha çok sallanır. Bu binalar 1975 ve sonraki tarihli deprem yönetmeliği ve fen kurallarına göre yapılmışsa çökme tehlikesi yoktur. Yapılacak davranışlar 1-2 katlı evlerdekilerden farklı değildir. Ancak deprem konusunda çok katlı yapılara özel tedbirler de vardır.

  • Yangın merdivenleri vb. tahliye yolunu açık tutun.
  • Ortak tehlike çıkışının (koridordaki) kapısını açık tutun.
  • Binayı boşaltırken asansörü kullanmayın.
  • Deprem esnasında asansörde iseniz bütün düğmelere basın ve durduğu ilk katta asansörden inin.
  • Birinci kattaysanız kapıyı açamıyorsanız ve zemin katta yangın çıkmışsa camdan dışarı yatak vb. attıktan sonra üstüne atlayın. Bu davranış çok katlı yapıların üst katları için geçerli değildir.

 

Depreme iş merkezlerinde ve sokaklarda yakalanırsak;

  • En tehlikeli şeyler ağır ya da sivri parçaların üzerinize dökülmesi, camların kırılması, bahçe duvarlarının, ilan levhalarının, makinelerin ya da direklerin vb. devrilmesidi Buralardan uzaklaşın.
  • Geniş açık alanlara gidin ya da güvenliğinden kuşku duymadığınız yapı varsa içeri girin.
  • Geniş bir yol varsa ve trafik yoğun değilse yolun ortasındaki refüje kaçın, orada durun.
  • Eğer çanta, paket ve torba varsa başınızın üzerine Hiçbir şey yoksa ellerinizle başınızı koruyun.

 

Depreme yüksek yapılarda yakalanırsak;

  • Üst katlar alt katlara göre çok daha fazla sallanır. Daha çok dikkatli olmak gerekir.
  • Başınızı çanta, minder, kitap, klasör gibi şeylerle koruyun.
  • Asansörde iseniz bütün düğmelere basın durduğu ilk katta asansörden inin.

Depreme büyük market ve mağazalarda yakalanırsak;

  • Yangın çıkışlarına, merdivenlere ve yürüyen merdivenlere koşmayın. Sakin
  • Anonsları dinleyin. Mağaza güvenlik personelinin uyarı ve önerilerini yerine getirin. Onlara uyun ve dediklerini yapın.
  • Satın aldığınız şeyleri bırakın, dışarı çıkarken elleriniz boş olsun.

 

Depreme tiyatro, sinema, stadyum vb. yerlerde yakalanırsak;

  • Gösteri sırasında salon karanlık olabilir. Panik yapmayın.
  • Güvenlik görevlilerine ve yetkililere dikkat edin ve onları dinleyin, sözlerine uyun.
  • Başınızı bir çanta ile koruyun veya sıralar arasında çömelip ellerinizle başınızı koruyun.
  • Tavanda büyük bir aydınlatma armatürü veya avize varsa bunların altından uzaklaşın.
  • Stadyumda iseniz en güvenli yer sahanın ortasıdır. Sahanın ortasına gitmeye çalışın. Yangın çıkışına doğru hemen koşmayın.
  • En tehlikeli durum tribünlerde panik olmasıdır. Sakin olun. Doğru karar vermek çok önemlidir.
  • Anonsları dinleyin ve onlara uyun.

 

Depreme metro, tramvay, tren, otobüs vb. araçlarda yakalanırsak;

  • Araçta üst raflar varsa, konulmuş eşyalar düşebilir. Başınızı kollayın ve koruyun. Ellerinizle direklere ve tutunacak yerlere sıkıca tutunun.
  • Elektrikler kesilebilir, bir anda çok karanlık olabilir. Kısa bir süre sonra acil durum ışıkları yanar. Paniklemeyin.
  • Araç durunca herhangi bir anons yapılmadan dışarı çıkmayın. Yakınlarda yüksek voltaj hatları olabilir.
  • Araçtan çıkınca ters yönden gelebilecek araçlara dikkat edin. Ters yönden araç gelmediğinden emin olun.
  • Görevlilerin sözlerine uyun.
  • İstasyonda platformda tren beklerken deprem olursa, düşen cisimlere dikkat edin.

 

Depreme yeraltı çarşısında veya geçidinde yakalanırsak;

  • Yeraltı çarşısı ya da yaya geçidinde eğer yangın, gaz sızıntısı ve su basması yoksa yeryüzünden daha güvenlidir. Hemen çıkış merdivenlerine koşup yukarı çıkmaya çalışmayın.
  • Elektrik kesilirse sakin olun. Elektrik kesilse bile yangın çıkışı işaretleri yanık kalabilir. Paniğe kapılmadan hareket edin.
  • Vitrinlerden uzak durun. Düşen cisimlere dikkat edin kendinizi koruyun.
  • Deprem yolcuların çok olduğu saatlerde olursa panik yaşanabilir. Panik yapmayın.
  • Eğer yangın olursa ağzınıza bir mendil ya da bez tutun.
  • Duvarların kenarlarında dizlerinizle emekleyerek ya da yere eğilmiş şekilde bulunduğunuz yeri boşaltmaya çalışın. Yeraltı çarşısı ya da yaya geçidinde acil durum çıkışları vardır, duvar diplerinden giderek çıkışa kesinlikle varırsınız.

 

Depreme metro-tren istasyonunda, yaya üst geçidinde ya da köprü üstünde yakalanırsak;

  • İstasyon yöneticilerini, hoparlörlerde yapılan yayınları dinleyip onlara uyun. Kendi kendinize bir şey yapmaya kalkışmayın.
  • Köprünün yıkılma ve devrilme olasılığı olsa da parmaklıklara tutunmak daha güvenlidir. Parmaklıklara ve trabzanlara tutunun.
  • Çocuk ve yaşlılara dikkat edin, onları kollayın.

 

Depreme araba kullanırken yakalanırsak;

  • Depremden sonra pek çok kişi aracı ile yola çıkacaktır. Yoğun bir trafik sıkışıklığı kaçınılmazdır. Kaza ve çarpmalara dikkat edin ve önlemeye çalışın. İlk anda yavaş yavaş sağa yanaşıp motoru durdurun.
  • Kontak anahtarı yerinde kalsın. Pencereleri ve kapıları kapatın. Kapıları kilitlemeden çıkın.
  • Eğer otoyolda iseniz yolun kenarındaki aydınlatma direklerine ve eğer varsa ses yalıtım duvarlarına dikkat edin, devrilebilir.
  • Tünel giriş ve çıkış yakınlarında durmayın. Buralarda yamaç kaymaları ve kaya düşmeleri olabilir.
  • Radyodan yoldaki hasar ve diğer durumlar hakkında bilgi almaya çalışın.
  • Büyük kamyon ve tankerlerden uzak durun.
  • Otoyolda araç sürerken yoldaki anormal durumları ve yangınları cep telefonu ya da yol kenarındaki acil telefon ile ilgililere haber verin.

 

Kaynaklar :

 

Rating overview

  • 4.5
Total score
Good 4.5