Kelebek Kanatlarının Çökerttiği Teori

Evrimciler, canlıların genlerine tesadüfi eklenen bazı bilgiler sayesinde hayatta kaldıklarını iddia ederler. Onlara üst üste eklenen bu bilgiler kuşaktan kuşağa aktarılarak farklı ortamlara uyan çok sayıda canlının birbirinden türeyerek geliştiğini de söylerler.

Bugüne kadar bu iddialarını doğrulayabilecek olumlu bilimsel bir örnek ortaya konamadı. Bilimsel örnek bir yana bu tezlerinin yanlışlığı doğadaki pek çok canlıda gözlemek mümkün. İşte bunlardan biri de yeryüzündeki en güzel canlılardan biri olan kelebekler.

Kelebeklerin uçuşlarındaki o nezaket ve estetik insanın hemen dikkatini çekiyor. Kelebeklerin kanatlarında gördüğümüz simetri, renkler ve desenler tam bir sanat eseri. Kelebek kanatlarındaki sanat bu güzel canlıları yaratanın Allah olduğunu bizlere hemen gösteriyor. Biz de Rabbimize şükrediyoruz.

Evrimin savunucuları kelebek kanatlarını da teorileri doğrultusunda açıklamaya çalışıyorlar.  Anlatımları doğru olmayan açıklamalarla,  bilimdışı mantıklarla dolu. Ancak evrimcilerin tüm asılsız iddialarına rağmen canlıların yaratıldığını kavramış bir insanın sadece tez olarak kalmış olan evrime inanmaları asla mümkün değil.

Kelebeklerin kanatlarını incelediğimizde karşımıza birçok yaratılış delili çıkıyor. Bunlardan biri, kelebek kanatlarındaki figürler.

Atlas Kelebeği ve Büyük Endonezya Kelebeğinin kanatlarındaki figürler çok çarpıcı görev görüyorlar. Her iki kelebek türü de kendisini avlamak isteyen canlılardan kanatlarındaki bu figürler sayesinde korunuyorlar.

Büyük Endonezya Kelebeklerini avlamak isteyen küçük kuşların en korktukları canlılardan biri baykuşlar. Atlas Kelebeğini avlayan yeşil yılanların en büyük düşmanı ise kobra yılanları.

Büyük Endonezya kelebeği kanadındaki baykuşunun gözlerine çok benzeyen desenler sayesinde düşmanlarından korunur.

Her iki kelebeğin kanatlarında da baş düşmanlarının en çok korktukları bu canlıların birer figürü bulunuyor. Kelebeklere saldırmak için gelen avcılar, en çok çekindikleri canlılarla karşılaşınca çareyi avlanmaktan vazgeçip kaçmakta buluyorlar.

Şimdi burada bir düşünelim: Atlas kelebeğini avlamak isteyen yeşil yılanlar,  kobra yılanları ile aynı ortamda yaşıyorlar ve birbirleri ile sık sık mücadele ediyorlar. Aynı durum Büyük Endonezya Kelebeğini

avlamak isteyen küçük kuşlar ile baykuşlar için de söz konusu. Yeşil yılanlar ve küçük kuşlarının hepsi kobra yılanlarının ve baykuşların canlı hallerini çok iyi biliyorlar. Buna rağmen küçük kuşlar Büyük Endonezya kelebeğinin kanatlarındaki baykuş gözlerinin, yeşil yılan ise Atlas kelebeğinin kanatlarındaki kobra figürünün gerçek olup olmadığını anlayamıyor.

Atlas Kelebekleri ile yeşil yılanlar ve Büyük Endonezya Kelebekleri ile küçük kuşlar milyonlarca yıldır beraber yaşıyorlar. Atlas kelebekleri kendisini avlamak isteyen küçük kuşları milyonlarca yıldır kanatlarındaki baykuş gözleri ile korkutuyor. Aynı şekilde Atlas Kelebekleri de yeşil yılanları milyonlarca yıldır kanatlarındaki kobra figürü ile korkutuyor.

İşte bu noktada evrim teorisinin çarpıklığını gösteren ince bir detaylardan birini daha görebilirsiniz. Evrim teorisine göre yeşil yılanlar güya milyonlarca yıllık süreçte mükemmel özellikler geliştiren çok daha kompleks bir canlı haline gelmişler. Ne var ki yine milyonlarca yıllık süreç Atlas Kelebeklerinin kanatlarındaki kobra figürünün gerçek olup olmadığını anlayabilecek bir özellik kazanmalarına yetmemiş.

Küçük kuşlar da öyle… Avlamak istedikleri Büyük Endonezya kelebeklerinin kanatlarındaki yalancı baykuş gözlerine milyonlarca yıldır aldanıyorlar. Milyonlarca yıl ilkel bir sürüngen iken güya inanılmaz bir gelişim gösterip bambaşka bir canlı hale gelmişler. Ne var ki hala her gördüklerinde Endonezya kelebeğinin kanadındaki desenleri gözleri baykuş sanarak ya kaçıyorlar ya da gözlerin olmadığı bölgeye saldırmaya çalışıyorlar.

Bu kuşlar mükemmel yuvalar kuruyorlar, avlanma ve saldırılardan korunma teknikleri kullanıyorlar. Ancak kanatlardaki baykuş gözlerinden korkmamaları gerektiğini bir türlü öğrenemiyorlar.

Atlas kelebeği kanadının uçlarının kobra yılanına çok benzeyen görünümü sayesinde düşmanlarından korunur.

Evrim teorisine göre; canlılara güya mükemmel özellikler kazandıran doğal seleksiyonlar ve mutasyonlar bu sorunu çözmede çaresiz kalıyor!

Canlılara özelliklerini kazandıran, Evrim Teorisi’nin seleksiyon ya da mutasyon gibi hayali mekanizmaları değildir. Canlılara sahip olduklarını veren âlemlerin Rabbi olan Allah’tır. Allah bir canlı için ne dilediyse o canlı o kadarını yapabilir. Bir canlı Allah’ın ona vermediği, ilham etmediği hiçbir şeyi elde etmeye güç sahibi değildir. Her canlı sadece O’nun kontrolünde hayat sürer. Gücün tamamı Allah’a aittir.

Biraz düşündüğünüzde, bir insanın dahi yapamayacağı zor işlerin üstesinden gelen birçok canlının çok basit sorunlar karşısında hiçbir çözüm üretmedikleri fark edebilirsiniz. Bir canlının üstün özelliklerine karşın, kolaylık üstesinden gelmesi gereken bazı işleri başaramamasının tek sebebi sadece Allah’ın ilhamına ve kanunlarına tabi bir biçimde yaratılmış olmasıdır.

Küçücük bir hayvan olan kelebek kadar, kanatlarında resmi bulunan kobra yılanı da, baykuş da Allah’ın bir ayetidir. Kelebeklerin kanatlarını “düşünebilen bir topluluk”, bu ayetlerin taşıdığı mucizeyi görebilir.

“Kendinden (bir nimet olarak) göklerde ve yerde olanların tümüne sizin için boyun eğdirdi. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır.” (Casiye Suresi, 13)

Yazar / Onur Yıldız Biyolog / İstanbul Üniversitesi Biyoloji Bölümü