Bize Ulaşan Nimetler

Bize Ulaşan Nimetler

Nimetler bize aralıksız ulaşırken biz  hayatımızı sürdürürüz. Hadi gelin şöyle bir an durup nimetleri düşünelim.

Vücudumuzda 100 trilyona yakın hücre var. Bunların her biri büyük bir şehir kadar karmaşık bir yapıya ve hareketliliğe sahiptir. Bu nedenle okullarda hücrenin yapısını gösteren şemalar pek gerçekçi değildir çünkü hücrenin içi o kadar karmaşıktır ki her orgenali tek tek görmek neredeyse imkansızdır. Eğer gerçekçi bir çizim yapılacak olsaydı gösterim, içinde devamlı hareket olan koca bir leke olurdu. Böylesine karmaşık ve içinde dev bir organizasyon bulunan hücre evrimcilerin dediği gibi kademe kademe tesadüfler sonucu oluşamaz.

Sabah kalktığımızda gözümüzü açtık camdan dışarı baktığımızda çok güzel bir manzara var, bu bir nimettir. Ayrıca gözümüz görüntü alıyor bu da gözde 40 organelin her saniye eksiksiz  çalışmasıdır, sadece biri çalışmasa mesela göz yaşı bezi çalışmasa göz kurur göremeyiz.

Uyandığımızda kim olduğumuzu ailemizi ne iş yaptığımızı ve sırası ile neler yapmamız gerektiğini hatırlıyoruz. Yani hafızamız bize tekrar verilmiş, kaldığımız yerden devam ediyoruz. Eğer hafızamız olmasa geçmişi hatırlamasak hiç bir şeyin önemi kalmıyor. Kim olduğumuz hedeflerimiz, aile sevgisi, günlük yaşantımız hepsi değerini yitiriyor. Hafızamız da çok büyük nimettir. Bilim insanları hala bugün beyinde hafızanın  nerede saklandığını bilmemekle birlikte hafıza insana an an

yüklenmektedir.

İnsan hafızası bizim teknolojimizi aşan bir durumdur. Ancak bilgisayara benzeterek bir tahminde bulunuyoruz. Yaklaşık 20 milyar civarında ki hücre ve bunlar arasında ki bağlantıları hesaplarsak yaklaşık 2,5 milyon Gigabyte hafızamız var. Bu 300 yıl süren bir HD filmi kaydetmek demektir.

Duş alacağız, suyun bize ulaşması ayrıca sıcak soğuk istediğimiz gibi ayarlayıp mis kokulu sabunlarla vücudu kirleten bakterilerden arınmak nimettir. Hepimiz biliriz bir sebepten suyun kısa bir süre dahi akmaması yaşamı çok zorlaştırıyor. Ardından mis gibi yumuşacık havlularla kurulanmak. Arkasından tertemiz giysileri giyinebilecek güç ve dengeye sahip olabilmek, nimettir.

Su doğada ki en mükemmel çözücüdür. Hem kirleri çözüyor hem de bizim, hayvanların ve bitkilerin ihtiyacı olan maddeleri çözüp vücudumuzda kullanabileceğimiz hale getiriyor. Üstelik bunu yaparken vücudun kendi bileşenlerine zarar vermiyor çözmüyor.

Vücudumuzda kusursuz bir koordinasyon var. Beynimiz her an hangi organ nerede denetliyor. Öyle olmasa karanlıkta tek bir adım atamaz ya da görmediğimiz halde gravatımızı bağlayamazdık.

Denge insanın yaşamını sürdürmesi için özel yaratılan nimetlerdendir. Organlarımız ellerimiz, ayağımız, dirseğimiz, burnumuz her an beyne konumlarını bildirir. Beyin aldığı konumları yapmak istediğimiz bir hareketi de hesaplar bizde yaparız. Örneğin pantolonun fermuarını çekmek için beden konumu fermuar konumu ellerin konumu beyinde toplanıp yapılacak hareket hesaplanıyor, sayısız kasın çekme ve salma hareketleri de hesaplanıyor bizde çok kolay sıradan bir işlem gibi fermuarımızı saniyelerle kapatırız. Belki aynı anda kafamızdan kahvaltıda bu sabah reçel yemek istiyorum gibi düşünceler geçiyor olabilir muhtemelen.

Kahvaltıda zeytin, peynir, tere yağ, reçel, salatalık, domates, maydanoz mis gibi kokan ekmek sofraya baktığımızda hoşumuza giden bir çok nimet. Aynı zamanda yiyecekleri görür görmez beynimiz sindirim sistemini harekete geçirdi ve sindirim ağızda başlar bu yüzden görülen yiyecekleri parçalamak üzere siz daha yemeden ağzınızda enzimler üretildi. Enzimler yiyecekleri parçalamasa bu kadar kısa sürede sadece çiğneme ile yiyecekleri öğütüp kolayca yutamayız.Sindirim sistemimizin eksiksiz ve tam zamanında çalışması bir nimettir.

Masaya baktığımızda yiyecekler kadar kullanılan eşyalarda hayatımızı kolaylaştıran nimetlerden. Hemde hepsinin ayrı bir süsü var hoşumuza gidecek şekilde. Çatalın sapı çeşitli renklerde çok hoş ince kıvrımlı oymalı desenleri var. Bardaklar çeşitli boylarda ince belli olanı var, fincan sevenler için büyük fincanlar var. Tabaklarda çeşit çeşit ihtiyacımıza göre rengarenk. Sadece işlevsel değil aynı zamanda süslü  nimetler.

Hazırlandık çıkmadan çay keyfi yaparken  haberleri izlemek istiyoruz ve koltuğumuza oturup kumanda ile televizyonu açtık. Oturduğumuz koltuk bir nimettir dünyada koltuk nevi hiçbir nimet  olmasaydı halimizi bir düşünün ya ayakta olacak ya yatar vaziyette olacaktık. O yüzden sandalye koltuk ayrıca hizmetimize sunulmuş nimettir. Kuman ile oturduğumuz yerden kanallar arası geçiş yapıyoruz bunu yaparken ellerimiz hiç zorlanmıyor. Hal bu ki yapılan iş çok incedir iki düğmeye basma biz düşünmeden yapsak da yapılan işlem dar alanda parmak tam ayarında basmalı tam denk gelmelidir. Yine sayısız hesap kas ve koordinasyon çalışması. Hiç düşündünüz mü,  uyandığınızdan bu yana ellerimiz ne kadar çok ince veya ağır işler yaptı. Üstelik daha günün başındayız akşama kadar kapıları açacak, çanta taşıyacak, saçımızı düzeltecek, yazı yazacak, bize yemek yedirecek, temizlik yapacak. Peki hiç ellerimizde bir yorgunluk hissediyor muyuz? Hayır çünkü çok çalışmasına rağmen vücudumuzda yorulmayan tek uzvumuz ellerimizdir. Çünkü onlara çok ihtiyacımız var. Ellerimizin yorulmaması da bir nimettir.

Kanama vücut için oldukça tehlikeli bir durumdur. Bu durum sanıldığı gibi sadece bir yerimiz kesildiğinde meydana gelmez. Televizyon seyretmek için bir yere sertçe oturduğunuzda bile kılcal damarlarda yırtılmalar sonucu kanama başlayabilir. İşte böyle durumlarda vücudumuzda mülkemmel bir pıhtılaşma sistemi çalışmaya başlar. Derhal pıhtı denen tıkaçlarla damardaki yırtık kapatılır. Kanama durduğunda damar tamir edilirken pıhtı da çözülüp yok edilir. Eğer pıhtı geç çözünse ya da yanlış bir yer çözünse idi sonumuz yine felaket olurdu.

Haberleri izlerken bir yanda da dışarıdan gelecek servisin korna sesine dikkat ediyoruz. İşte burada kulak kepçemiz ve onun ince kıvrımları sayesinden sesin nereden geldiğini uzaktan mı, yakından mı, sağdan veya soldan mı geldiğini anlıyoruz. Tabi ki yine sesin kulak kepçesine çarpma hızı açısı beyin tarafından çok kısa bir sürede hesaplanıp sesin nereden geldiği bize bildiriliyor. Sesi duymamız bir nimet nereden geldiğini anlamamızda ayrı bir nimettir.

Kahvaltımız bitti sadece bir tokluk hissediyoruz ve çok sakin oturuyoruz. Aslında şu anda midemizde inanılmaz bir çalışma başladı. Besinleri öğütmek için mide sağa sola yukarı aşağı ve çapraz olarak çalkalanıyor. Biz bunu hiç hissetmiyoruz çünkü midemiz de bir süspansiyon sistemiz var, bu da bir nimettir.

Birbiri ile eklemleşen bu 3 kemik (çekiç, örs ve üzengi) kulak zarına çarpan ses dalgalarının büyüklüğünü yükselterek işitmemizin şimdiki gibi olmasını sağlar, iç kulakta ki sıvıya iletir. Kemiklerin her biri neredeyse mercimek büyüklüğünde. Bunlardan birisi olmasaydı veya şekli farklı olduğu için diğeri ile temas edemeseydi işitme duyumuzu kaybederdik.

Haberleri dinledik çıkmadan birazda müzik dinleyelim. Müziğin herkesin hoşuna giden bir ses olduğunu düşündünüz mü? Biraz baktığımızda içinde matematik barındırıyor, her müzik kendi içinde ölçüsü, notaları var. Notalar değişik müzik aletlerinden mesela aslında tahta olan sazdan ve üzerine dizilmiş tellerden vurularak uygulanıyor tarif edilemeyecek tınılar, kulağımızdan giriyor bizde hoş duygular uyandırıyor. Çok çok çeşitli müzik var. Herkes mutlaka hoşuna giden bir müzik buluyor. Bu çok büyük nimet. Kulaklıklarımız var takıp hoşumuza giden müziği kimseyi rahtsız etmeden dinleyebiliyoruz, bu da bir nimettir. Müzik vesilesi ile çok eğleniyoruz.Çeşitli konserler oluyor hep birlikte topluluk olarak gidip eğleniyoruz eşlik ediyoruz. Dans ediyoruz müzikle çok hoşumuza gidiyor. Dansta müzikte bize ulaşan nimetlerdendir.

Evimizden çıkmadan çiçeklerimizi sulayalım. Eve ve iş yerine güzellik katan en güzel nimetlerden çiçekler. Her gün gelişip serpilmeleri tarifsiz ama mutlu ediyor. Görüntüleri çok hoş, gözü okşuyor ruha iyi geliyor. Yakından baktığımızda yapraklarında inanılmaz bir damar ağı görüyoruz her hücresine topraktan suyu ve gerekli vitaminleri çekiyor. Bitkiler hücrelerinde bilim insanlarının henüz sadece yarısını çözebildikleri işlemler gerçekleştiriyor. Çok çeşitli olanları var. Her bitkinin renk tonu değişik sanki bitkilerde sonsuz bir renk çeşitliliği var. Bazen bir ağaca bakıyorum yeşil ama her yaprağı ayrı tonda yeşil ve uzaktan bakınca o renkler kendini tamamlıyor çok güzel görüntü oluşturuyor ve hepsi bizim için hepsi birer nimet.

Evimiz güvenli bir alan bizim için. Kapıdan içeri girdiğimiz zaman çok rahat ediyoruz. Kanepede rahat uzanıyoruz, dışarıda mümkün değil. İçini kendi zevkimize göre düzenliyoruz. Temizliğine kendimiz hakimiz o yarıca bir rahatlık temiz olduğunu biliyoruz. Misafirlerimizi ağırlıyoruz, ailemizle güzel vakitler geçiriyoruz, dinleniyoruz. Dışarısı soğuk oluyor biz içerde sıcacık meyve yiyoruz, kahvemizi içiyor sohbet ediyoruz. Güvende olduğumuzu hissediyoruz. Bu bize ulaşan nimettir, Allah Kuran’da bildirmiştir;

Allah, size evlerinizi (içinde) “güvenlik ve huzur bulacağınız yerler” kıldı…” (Nahl Suresi, 80)

Bazılarımızın evinde sevimli hayvanlar var papağan mesela. Çeşitli seslerle konuşmaları hayret verici. Küçücük boğazından çıkarttıkları birebir taklit olan aynı sesler ve hoşumuza gidecek şirin hareketler yapmaları bir nimettir. Tüylerinin renkleri ve yapısında içe içe keçen çengelleri tüylerdeki ışığı yansıtan borular olması, minik gagalarıyla tüylerini temizleyip yağlayarak bakım yapmaları her zaman tertemiz olmaları bizi sevmeleri minik canının olması bize ulaşan nimetlerdendir. Sadece eğlence olarak bile düşünecek olursak hayvanların olmaması büyük eksiklik olurdu.

Bazı papağan türlerinin ses algılama yeteneği o kadar güçlüdür ki, evde konuşan farklı kişileri farklı seslerle taklit edebilirler. Hatta bir müzik aletinden duydukları sesleri de o müzik aletinin sesinden taklit edebilir.

Artık evden işe çıkıyoruz ve dışarıda üşümemek için giydiğimiz mont, arkamızdan hızlıca çekip çıktığımız kapı, aşağıya inmek için bindiğimiz asansör, bizi algılayıp yanan ışıklar, kapının önüne gelen servis, yolların olması detaylı düşündüğümüzde çok fazla nimetin daha gün başlarken bize adeta aktığını görüyorsunuz. Bize düşen derin düşünüp nimetlerin farkına varıp kesintisiz üzerimize yağan nimetlere  şükür etmek ve Allah’tan hoşnut olmaktır. Zaten aksi insan fıtratına uygun olmadığı için mutsuzluk ve iç sıkıntısı getirir. Allah korusun şeytan taraftarı düşünmüş olur ve aklımıza bedenimize zarar verir ve Allah esirgesin Allah’ın sevgisini anlayamamış oluruz. En güzeli  Kuran rehberliğinde nimetleri fark edip şükür içinde iken vicdanımızın bizi daha güzele daha güzele yönlendirmesidir.

Kuran’da Allah nimetlerinin sayısının çok olduğunu şöyle bildirmiştir;

Eğer Allah’ın nimetini saymaya kalkışacak olursanız, onu bir genelleme yaparak bile sayamazsınız. Gerçekten Allah,bağışlayandır, esirgeyendir.” (Nahl Suresi, 18)

“Nimet olarak size ulaşan ne varsa, Allah’tandır, sonra size bir zarar dokunduğunda ancak O’na yalvarıyorsunuz.” (Nahl Suresi, 53)

Allah’ın  en kıymetli nimetlerinden biri de iman verip doğru yola iletmesidir. İlim ve Allah’ı sevmek, Allah için yaşamak, Allah’ın insana akıl vermesi, ruh vermesi her gün ilmi artırması bu dünyada ki en güzel ve en çok şükür edilmesi gereken nimetlerdir.

Allah Kuran’da bu nimet için dua etmemiz gerektiğini Fatiha Suresi’nin 6 ve 7’ inci ayetlerinde bize şu şeklide bildiriyor;

“Bizi doğru yola ilet; kendilerine nimet verdiklerinin yoluna, gazaba uğrayanların ve sapmışlarınkine değil.”

İman eden için yaşanılan her an bir nimettir, güzellik ve hayır doludur. Bunun için Allah’a teslim olup nimetleri düşünüp şükür içinde vicdanı rahat bir şekilde yaşantımızı tamamlayacağız. Allah nimetlendirsin, temizlenmeyi nasip etsin inşaAllah.

“… Allah size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.” (Maide Suresi, 6)

Yazar:

Mehtap Süer/ Araştırmacı Yazar

Rating overview

  • Bize Ulaşan Nimetler
Total score
Good 4.6